efendim koca götlü koca egolu kokoşlardan bahsetme gereği duyuyorum çünkü bir kısmıyla birlikte yaşıyorum. işim gereği odamda, sağımda, solumda, yemekte, bahçede, toplantıda, telefonda ve arabada genellikle onlardan var. üzerinize afiyet biraz meraklıyımdır ben. gayri ihtiyari kulak misafiri oluyorum konuşmalarına. yeter ulan silikon basayım şu kulaklara diyorum sinirden, sıkıntıdan ama yine de dinlemekten alıkoyamıyorum kendimi.
bizim ofise yeni bir hanım alındı. kendisi slav ırkının seçkin örneklerinden. maşallah, güzel, özenli, sade ve genç bir kadın. çay, kahve ve ufak temizlik işleri için geldi. uzaktan baktğınızda bizim kızlardan eksiği yok fazlası var. tahsilli, güzel, bakımlı ve -şimdilik- edepli. detaylı incelersek eğer sakata gider bu muhabbet. bizdeki kadınları kovup bunlardan istihdam etmek istersiniz çünkü. siz, evet siz istersiniz. benim çektiğim sıkıntılara şahit olacağınız için sevabına halledersiniz bu işi de.
bu hanımkız işini sorunsuz yapıyor ama buna rağmen bizim kocagötlü arkadaşların tek gündem maddesi olmaktan kurtulamıyor:
"sinsi canım bu kapı dinliyor",
"gözü yükseklerde birilerini kafalar evlenir",
"kuru ekmek yiyor ama süsünden de vazgeçemiyor haspam",
"amaaan bunların saltanatı gençlikteki 5-10 yıl",
"pörsür yavrum bunlar 40 yaşına gelmeden",
"hayatım ciltleri çok kuru. baksana göz kenarları anneanneminki gibi",
"siz bunu sabah yataktan kalkınca görün yüzüne bakmak istemezsiniz",
"destekli sutyen kullanıyor hayatım meme yok ki zavallıda, tahta gibi yazııkk"
lan var ya katil olucam elin kızı yüzünden. geçen gün bana sordular "kovalak bey siz ne düşünüyorsunuz bir erkek olarak, diğerlerinden farklısınız siz" dediler. (doğrudan göte kilitlenmem ben, çaktırmadan bakarım. dolanbaçlı yürürüm, izimi kaybettiririm). "efendim ne diyeyim kendi halinde bir kızcağız işte alıcı gözüyle bakmadım ki", dedim. tatmin olmadı kart şıllıklar. dilimin ucuna geldi aslında "hanımlar aslındaher birinizin bu kıza on basacak meziyetleri var. mesela birinizin memeleri güzel, diğerinizin bacaklar. senin dudaklar lokum, ötekinin boyun kuğu, birinin sesi leziz diğerinin saçı, biriniz kuğu boyunlu diğeriniz kadife tenli..." ... ...
"toplamda bu kadının tırnağı etmezsiniz ama egosu götünden büyük lafçılar sizi..!
diyemedim haliyle.. şimdilik sustum ve yorumsuz bir şekilde şu karikatürü mailledim işyeri arkadaşlarıma. tepkileri sizlerle paylaşıcam.
şimdi biz susalım. kesit konuşsun..
2 yorum:
cicim , pek leziz bir yazı olmuş..herkelimesine katılmakla beraber, bu kocagötlülere senin duyduğun öfke kadar, benim içimde merhamet belirdiğini söylemeliyim. Şöyle ki; Haset yoksunluktan beslenir.. Bu kocagötlüler mesaiye kabuslardan değilde delice sevişmelerden sonra çırılçıplak daldıkları uykulardan, tatlı bir boyun tutulmasıyla uyanıp gelmiyorlar.. Dolayısıyla gün boyu şımartılmış bir prenses değil, çemkirilmiş bir acuze edesıyla dolanıp duruyorlar.. Yoksa hiçbiri takılmaz canımın içi sarıkızın endamına.. Yokluk dostum yokluk, Allah kimseyi yoklukla terbiye etmesin..
aliciğim sevgili yeğenim, bu halk züğürt tesellisiyle yaşamaya mahkum gibi zaten. anasının beğenisinin yerine kendi beğenisini koyamamış bir millettin evladıyız biz.
hergele biraderim zaten hep haklı hep haklı. bizim hanımların boyun tutulması ya otobüste yanında sevgilisine sms atan kızın ne yazdğını okumaktan ya da herife çemkirirken boynunu fazla ileri uzatmaktan kaynaklanıyor. sevişme kaynaklı bel arızası bile yok. temizlikte çekyatı tek başına çekmeye çalışmak bel ağrısının en büyük nedeni.
şimdi elbette biz de ideal erkekler değiliz. ideale yakınız ama henüz ideal olamadık.
Yorum Gönder