Abonelik

 Kovala



"Beni Tanımadan Yargılama"
(Romantik Bir Kamyon Arkası Yazısı)

kovalak prodakşın iyi seneler diler

1 yorum

BONNE ANNEE!HAPPY NEW YEAR!GELUKKIG NIEUWJAAR!
SERSALA WE PîROZ BE!
BUON ANNO!
FELIZ ANO!
AIDA SHOMA MOBARAK!
GUTES NEUES JAHR!
SUN NIEN FAI LOK!
XIN NIEN YU KUAI!
S NOVYM GODOM!
AKEMASHİTE OMEDETOU GOZAIMASU!
BUON CAPO d’ANNO!
MALIGAYANG BAGONG TAON!
WILUJENG TAHUN BARU!
NAV VARSH KI BADHAAI!
ELAMAT TAHUN BARU!
SHANAH TOVAH!
BLWYDDYN NEWYDD DDA!
LA MULTI ANI!
GODT NYTTAR!
HERKESE MUTLU YILLAR!

hep yanlış ata oynayanlar

6 yorum

atık mini bir kitle olduk sayılır. belli bir jargon, alışkanlık ve gelenkten sonra akraadan yakın olacağımıza eminim.

bu yüzden bu sevimsiz günün vakit öldürme maksatlı yazısında sizleri en kalbî duygularla kucaklıyorum. günü sevimsiz kılan şeylerin başında elbette birikmiş ve son ana kadar yapılması mümkün olmayacak işler var. yapmayınca kafada tortu yaratıyor bu tip işler. yapınca da bir amaçtan yoksun kalıyor insan. işte kafada dolanan bunca tilkiyi tokuşturmamaya çalışırken odam birkaç kadının işgaline uğradı. aşk acısı çeken bir hemcinslerinden bahsediyorlardı. ilgisiz gözükmeye çalıştım uzunca bir zaman. ama her zaman olduğu gibi dayanamadım. mevzu özetle şuydu:

bir hanım kızımız var. bu hanım kızımız çok güzel vasıflara sahip. oldukça taş, becerikli ve toplum ve kanunlarca onaylanmış bir seks hayatı olması arzusunda. en kısa zamanda çiftleşip üremek gibi bir amacı var ama anladığım kadarıyla bunu ağır edebi bir dille anlattığı için diğer kadınlar tarafından aşk ve yuva arayışı içinde bir genç kadın olarak nitelendiriliyor. ve fekat zavallının karşısına hep arızalı adamlar çıkıyor. bizim iyi kalpli kadınlarımız da buna kahroluyorlar ve "bir kadın hep mi yanlış insanlara denk gelir" diye ahlanıp vahlanıyorlar.. dayanamadım "belki de kendisi yanlıştır" dedim. bana böcekmişim gibi bakıp, sil baştan anlattılar genç hanımın meziyetlerini. son bir yılda 5 erkekle karşılaşmış hepsi birbirinden sorunlu çıkmış. "sorunlu adam seviyordur belki de" dedim bu sefer. açık bir nefretle baktıklarını farkettim bu yanıtımın sonrasında. "kim arızalı adam sever kovalak bey" dedi içlerinde en çaçaron olanı. "vala okumuş yazmış, azıcık sanatla, edebiyatla ilgili birçok kadın arızalı adam için delirir" dedim. inanmadıklarını farkedince erkeklerin bir taktik olarak kafası karışık kadınları seçtiklerini anlattım. eğer kafası karışık kadın bulamaz isek"müsait bir kadın bulup kafasını biz karıştırırız" dedim. bu muameleye en uygun olanlar da belli bir entelektüel seviyedeki kadınlardır.
şimdi ben tipten yana ortalama, paradan yana vasat, ünvandan yana gariban bir adam olarak bunca kadınla nasıl hasbihal ettiğimi bu hanımlara anlatamazdım. genjlik dönemlerimde icq'da entel kadın avcılığı yaptığımı bilmeleri işime gelmezdi. en iyi taktik kendimin bile anlamadığı birkaç cümleyle hedefteki hatuna karşı taaruza geçmekti. peki hedef neye göre belireniyordu? elbette white pages. info, about.. tezer özlü, sylvia plath, portishead, jay jay johanson, elif şafak, tutunamayanlar, anathema... uzar gider bu liste. yıllar geçmiş büyük bir kısmını hatırlamakta zorlanıyorum ama uygun keywordlere sahip profillere imge bombardımanı başlatıyordum. çok iddialı, karmaşık, anlamsız, melodik, cüretkar iki mesaj sadece. geri dönmemesi imkansızdır hedefin böyle bir girizgahtan sonra. gerisi biraz şans, biraz tecrübe. ama ben uzun vadede büyük vurgunlar yapmayı tercih ederdim.

konu dağıldı gitti yine. sabah sabah kafamın tasını attıran şey işte bu kadın dayanışmasıydı. karşıma hep yanlış insanlar çıkıyor diyen tiplere zaten oldum olası gıcığım. fiks yanıtımdır, "doğru yerlerde gezin o zaman". bu kadınlar da aynı şekilde. bakıyorum sabah meslektaşlarımın kadersizliğine yanıdğı kadının koca seçim kriterlerine. tipi düzgün, ekonomik olarak iyi durumda, entelektüel, modern.. bir de müzik zevkleri mutlaka uyuşmalıymış. kadının yaşı neredeyse 30. bu ülkede bir adam aileden zengin değilse ekonomik olarak belini doğrultması otuzlu yaşların ortasına denk geliyor. o yaşa kadar bekar kalan adamdan da çok hayır beklememek gerekiyor. ya huysuz, ya cimri ya da hödük oluyor büyük bir kısmı. ço kıvamında adamlar da yok değil ama onlar da neden evlensinler?. bu yaşa kadar beklemişim bari kırk olayım diyor düzgün adamların büyük bir kısmı. bu yanlış adama denk gelen kadınların birçoğunun evllik telaşından gözü dönmüş anladığım kadarıyla. uygun bir aday denk geldiğinde hedefe kilitlenip son gaz ilerliyorlar. bu durumda karşıdaki adam büyük ihtimalle korkuyor ve uzaklaşıyor. nadiren de,
diyor ki; "ben bunu denk getirmişken bir sikiyim" nasıl olsa yetişkin insanlarız diye girişiyor allah ne verdiyse. sonra kadın aşk arayışı içinde kullanışlıp atılmış bir mağdure olarak tanımlıyor. diğer kadınlar da benzer süreçlerden geçtikleri için mevzuya adamı kafalamaya çalışırken yara almış bu diye yaklaşmıyorlar.

sevgili kovalak!
bu bulanık yazıda senin için çok mesaj gizlidir. kendi avlanma taktiklerimi doğrudan vermek istemiyorum ama sen yeterince iyi bir savaşçı isen, olguları değerlendirip uygun stratejilere ulaşacaksın.

ve sözüm sana ey doğru adamın peşindeki yanlış kadın!
ıssız adam'dan çok etkilenmiştin değil mi?. tam da sana göre bir adamdı işte ıssız adam. derinlikten yoksun, etiketi sağlam, kendini adaman için uygun. bir kurban olman için ideal adamdı ıssız adam. çok romantik gibi gözüken bir hikaye eldeetmek için kusursuz. lakin buradan bakıldığında bütün o adanmışlık ve kandırılmışlık hikayeleri senin algıladığın gibi gözükmüyor. adam sikmiş bırakmış diyoruz biz. pek romantik değil yani. şimdi yukarıda fotoğrafı olan kitaba bir kere daha bak. işte senin handikaplarının el kitabıdır bu. bu yolda devam edeceksen eğer eline geçen aşağıdakinden farklı olmayacaktır.


seks öncesi izlenim ayarlamacılığı

4 yorum
nasıl o aşamaya geldiğimizi anımsamıyordum. ama bir şekilde işler çığrından çıkmış ve bu raddeye varmıştı. benim 10. kattaki bekar evim ilk haftasını doldurmadan bir kadını misafir ediyordu. üstelik bu kadın 24 yaşında, sarışın ve taş gibiydi. üstelik ben henüz 21 yaşındaydım, şaşkındım ve kontrolsüz bir enerjiye sahiptim. bilincimi esir alan yabancılaşmadan sıyrılmaya çalışarak silkindim ve duruma bir kere de dışarıdan baktım. hatun sarışın, taş gibi ve yatağımdaydı. bu memeler, bu popo(yokladım) vay anasını, dedim. nasıl bu hale gelmiştik bir türlü anlayamadım. aslına bakarsanız durumun gerçekliğinden bile emin değildim. her an sabah ereksiyonuyla esas duruşta uyanabilirmişim gibi geliyordu.

işte tam bu sırada kadının ruh halinde önemli bir duygu hissettim... bu benim için iyi bir fırsat olabilirdi.

hatun tedirgindi. aynı yataktaydık, yarı çıplaktık, hiçbir ısrarım olmamıştı ama bir anda huzursuz olmuştu ateşli sarışın.

isterseniz olayın başına dönelim.......

21 yaşındayım. yüksek lisans sınıfındayım. sınıfa girer girmez pencere kenarında oturan sarışını farkediyorum. sınıfta 2 güzel kız daha var ama içimden bir his senin kısmetin burada diyor ve daha arkaya, kızı görebileceğim bir köşeye oturuyorum. çaktırmaktan bakmada ustayımdır. büyük yemek salonları ve balolarda bile etraftaki kayda değer hatunların lsitesini kafamı pek yerden kaldırmadan çıkarabilirim. bu ada allah vergisi işte.. neyse 3 gün boyunca uzaktan takip ediyorum. dördüncü gün kalemi düşüyor ve bana doğru yuvarlanıyor. hocaya bakarken hiç istifimi bozmuyor kalemi veriyorum. kalemi alırken gözlerime bakıp gülümdüyor. "aha verecek" diyorum kendi kendime. ertesi sabah selamlaşma, hal hatır, ders aralarında muhabbet derken yanıma oturuyor. ders başladıktan 15 dakika sonra kendimi iyi hissetmiyorum diyor ve çıkıyor. sinayli alıp çıkıyorum peşinden. yüzünü yıkayıp geliyor kahve içiyoruz. muhabbet ederken etrafa karşı çok ilgisiz ve rahat gözüktüğümü söylüyor. götündeki donun rengini söyleyebilirim istesem, demek istiyorum ama demiyorum. akşam çıkışta istanbul karlar altında. ayakkabıları havaya uygun değil, koluma girmek istiyor. itirazım yok. mevzu aşkın metafiziğine geliyor. ben "bu mevzu uzun aşkın biyokimyası daha kestirme", diyorum. "hadi sana gidelim" diyor karşılığında. "vay amına koyayım, bu ne" diyorum içimden. ödüm kopuyor bir anda yahu. alışkın değilim bu şekilde bir davranışa. "ya evde misafir var yarın gel yemek yapayım ben sana" diyorum, kabul ediyor. eve gidiyorum ve poposunu, dudaklarını falan düşündükçe kendime sövüyorum. "bi daha da babayı alırsın" diyorum. kız sözünün eri çıkıyor. ertesi akşam bende yemekte.

devamını biliyorsunuz işte bir şekilde yatağa kadar uzanıyor bu muhabbet. lakin kız tedirgin oluyor ve ben zaten bu konuda hassas bir adamım, üzerine gitmek istemiyorum. "bu gece uyuyabiliriz istersen, başka bir şey yapmak zorunda değiliz" diyorum. inanmaz gözlerle bakıyor bana dönüp, "ciddi misin?" diyor. "elbette" diyorum ve "yarın iş var zaten sarılır uyuruz bu gece" diyorum. doğruluyor üzerime eğiliyor yarı karanlıkta ve bombayı patlatıyor, "sen eve attığı hatunu ilk geceden sikmeyi düşünen adamlardan değilsin o zaman?" bir anda ereksiyon şiddetim artıyor ama gayet cool bir şekilde "hayır ben ilk gece sadece iyi bir izlenim bırakmayı düşünürüm" diyorum. gülmeye başlıyor ve krize giriyor. güle faslı bitince gevşemiş bir hatun ve çadırı kurmuş bir erkeğin girebileceğim tüm pozisyonlarda devam ediyoruz geceye.

bu iyi izlenim bırakma mevzusunu bir filmden falan duymuştum sanırım. ama emin olamıyorum. ekmeğini yediğim için zaman zaman refere edeyim, hayır duası alsın adamlar diyorum ama aklıma gelmiyor.

o geceden aklımda kalan çok şey var. ilk defa çaba harcamadan çok güzel bir kadınla sevişmiştim. ilk defa gerçekten oral sex yapmayı bilen bir kadınla sevişmiştim. ilk defa oral sex sonrası spermlerim lavoboyu, banyoyu falan boylamamıştı ve ilk defa başkasına ait bir kadınla birlikte olmuştum.

parmağındaki alyansı sormayı düşünmüştüm ama sevişme öncesinde ve sırasında uygunsuz kaçar diye ertelemiştim. sabaha karşı mola anlarından birinde sordum. dedi ki "nişanlıyım ben". "nişanlın nerde", dedim. "ebenin amında. sana ne? sen bu gecenin tadını çıkar" dedi.

12 yıl olmuş. 12 yıl önce tam bu zamanlar istanbulun nemli soğuğunu sarışın, küfürbaz, seksi ve nişanlı bir kadınla paylaşmışım.....